Bu takıma yazık etmeyelim...

Bir takım ancak bu kadar haykırır, “Hem tahtayı hem şampiyonluk yolumuzu açın” diye…

Muzaffer Bilazer ve öğrencileri, iki maçtır inanılmaz işler yapıyorlar…

Pendik maçında futbol olmasa da mücadele olarak alkışı hak eden Mavi Beyazlılar, bugün de Göztepe deplasmanında hem futbol hem de mücadele yönüyle takdir topladı…

Futbolcular, teknik heyet aynı, hatta giden 10 futbolcu olmasına rağmen, “kalan sağlar bizimdir” diyerek yola devam eden oyuncu grubu, bu sezon müthiş bir görüntü veriyor…

Bir kere arzu, istek, birliktelik, takımdaşlık, mücadele, açıkçası bir takım için olması gereken ne varsa hepsi bu oyuncu grubunda var…

Tek eksiğimiz, önemli mevkilerdeki kalite noksanlığı…

Allah nazarlardan korusun… 

Bunları söylerken de asla ve kata kimse “bu takım yeterli, bizi hedefe götürür” dediğimi düşünmesin…

Bu takım, coşkusuyla, isteğiyle bu işi birkaç maç götürür…

Sonrasında sakatlıklar, cezalılar, hastalıklar, formsuzluklar devreye girdiğinde büyü bozulabilir…

Bakın bugün Mustafa Yumlu sakatlandı, çıktı…

1-2 dakika idare edemeden hemen golü yedik…

Orhan Ovacıklı yine sakatlandı ve çıktı, kalan 5 dakika sağ kanatta kabusu yaşadık…

Evet herkesin iyi niyetini görebiliyoruz…

Sahaya çıkan, oyuna dahil olanlar ve olamayanlar, kısacası hepsinde samimiyeti görebiliyoruz…

Ancak gerçekleri de görmüyor değiliz...

Kalite eksikliğimizin olduğu aşikar...

Dolayısıyla, bu kadroyu yakalamış, coşku ve isteği bulmuş, hepsinden önemlisi de takım olmayı başarmış ekibe yazık etmemek adına tahtanın açılıp, gerekli takviyelerin yapılması şart…

Bugün Göztepe gibi Süper Lig’den önemli oyuncularını kadrosunda tutmuş, üstüne Yasin Öztekin, Emre Çolak, Ali Akman gibi takviyeler yapmış bir takıma yediğimiz golün dışında pozisyon vermedik…

Sadece golden sonra ve uzatma dakikalarında rakibin üstümüze gelmesine imkan tanıdık… 

90 dakikanın neresinden baksan 80 dakikası tamamen bizim kontrolümüzde geçti…

Oyuna hükmeden, isteyen, rakibi yarı sahasına hapseden bir takım görüntüsündeydik. 

Maçın istatistikleri de bunu doğruluyor…

Deplasmanda rakip kaleye 17 şut atıp, 2.04 gol beklentisiyle oynamak, rakip cezasahasında 21 kez buluşmak çok ama çok önemli…

Geçtiğimiz sezon o kadar alternatifli kadromuzla bu rakamlarının yanına bile gelemiyorduk… 

Orta sahada biraz pas yapabilecek oyuncumuz olsa, topla oynama oranlarımız da yükselecek… 

Yürek, ciğer, adına ne derseniz diyin…

Göktuğ’dan, Eren Tozlu’ya kadar hepsi kazanmak için herşeylerini ortaya koyuyor…

Bizleri bile tribünde, TV başında iştahlandıran bu takım için tahtanın açılması lazım…

Şu mücadeleye biraz da kalite takviyesi yaparsak, ilk 7’ye girer, hatta ilk 2’yi bile zorlayabiliriz…

Son sözüm de Muzaffer Bilazer’e…

Eline, emeğine, yüreğine sağlık hocam…

Bu kadar kıt imkanlarla, böylesine önemli işler başaran takımı oluşturan, oyuncuları yokluk içerisinde ayağa kaldıran kişi olarak tebrikleri hak ediyorsun…

Hep böyle devam hocam…

İnşallah yönetim de tahtayı açar, gereken takviyeleri yaparsa, şu iki hafta gösterdi ki, sen ve arkadaşların, bu işin peşini bırakmayacaksınız…

Siz böyle yürek koyun, Erzurum da inşallah sizin yüreğinize yürek olacaktır…