• ŞEpnolat üst

İbrahim Erkal ismi neden rahatsız ediyor?

  • Büyükşehir-1

Erzurumlu olmayan herhangibirine “Erzurum denilince aklınıza ne geliyor?” diye sorsanız, herhalde verilecek cevaplardan çoğu yoğunlukla “İbrahim Erkal” olur.

Adı Erzurum ile bu kadar özdeşleşen ne bir siyasetçi, ne bir işadamı ne gazeteci ne de başka bir sanatçı vardır.

Bunun tek bir sebebi var, o da “Erzurum’a adanmış bir  ömür”dür…

Sanatını, şöhretini, işini-gücünü Erzurum’un menfaatleri için kullanan birbaşka isim ben görmedim, duymadım…

Benim için de, milyonlarca Erzurumlu için de özel bir insandı İbrahim Erkal…

Günümüzün en şöhretsi Erzurumlusu (!) Acun Ilıcalı’nın Erzurum’a olan ilgisini (!) görünce, İbrahim Erkal’ın nasıl bir Erzurum aşığı olduğunu daha iyi anlıyoruz.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, İbrahim Erkal’ı kaybetmemizin üzerinden 2,5 ay geçti ama acısı halen daha birçok insanın yüreğinde…

İbrahim Erkal’ın vefatının hemen ardından Erzurum’a adanmış bir ömüre vefa gösterme adına isminin şehrin en güzel yerinde ve sık sık ulusal medyada yeralacağı bir yere verilmesi için çağrıda bulunmuş, çıtayı da yüksek tutup, “Kazım Karabekir Stadyumu” olabilir demiştim…

Sağolsun, 30 Mart 2014’de başkanlık koltuğuna oturur oturmaz, Erzurum’u yönetenlerin küstürdüğü, Erzurum’dan uzak durmaya zorladığı İbrahim Erkal’e kapıları sonuna kadar açıp, şehirle kucaklaşmasını sağlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Dadaş Sineması’nın yerine yapılan Kültür Merkezi’ne İBRAHİM ERKAL’in adını vermişti.

 

İyi de arkadaş niye bu satırları yazıyorsun, bunları biz de biliyoruz” diyenler olabilir.

Haklısınız ama benim de haklı bir nedenim var…

Çünkü bu satırları yazmamı gerektiren ve çok ama çok üzüldüğüm bir olaya şahit oldum.

Dün, B.B. Erzurumspor’un Hatayspor ile oynadığı hazırlık maçını, stadyumun yanındaki ‘kule’de izledim.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Genel Sekreter Yardımcıları Ünsal Kıraç ve Zafer Aynalı, B.B. Erzurumspor Kulüp Başkanı Dilaver Yılmaz ile yöneticiler ile İstanbul’da yaşayan Erzurumlu bir ses sanatçımızın da (ismi bende saklı) bulunduğu ‘kule’de üzücü olay devre arasında yaşandı.

Maçın ilk yarısı bittiğinde ‘kule’de nam-ı diğer “Beleş Memet” belirdi. Başkan Mehmet Sekmen, hemen yanında bir yer açıp, Beleş’i yanına oturttu ve sohbet etmeye başladı. Eğlenceli sohbet esnasında Mehmet başkan, Beleş’e “İbrahim Erkal’ı tanıyor musun?” diye sordu, Beleş Memet ise acılı bir yüz ifadesiyle “O öldü” yanıtını verdi.

Mehmet başkan, Beleş’in sırtını sıvazlarken, Erzurumlu sanatçımız hemen sohbete katılıverdi ve “Başkanım, (İbrahim Erkal’ın adının verildiği Kültür Merkezi‘ni kastederek) açılış ne zaman?” diye sordu. Başkan da çok az bir işinin kaldığını, maçtan sonra birlikte gidip gezebileceklerini söyledi.

Buraya kadar herşey normal…

Anormal olan ise bundan sonrası…

İstanbul’da yaşayan Erzurumlu sanatçımız, hiçkimse onun fikrini, düşüncesini sormamasına rağmen, İbrahim Erkal’ın adının stadyum ve havaalanına verilmesi önerilerine karşı olduğunu belirtip, “Başkanım, stadyuma, havaalanı falan diyorlar da, o zaman Raci Alkır da var Mükerrem Kemertaş da!

Yahu, biz nasıl bir kentiz, nasıl bir toplumuz, anlayabilmek mümkün değil!

Kendi değerine düşman, kendi değerini kıskanan, çekemeyen başka bir toplum var mıdır?

 

Şimdi bu Erzurumlu sanatçı ağabeyimize soruyorum; Sana orada kim fikrini sordu? Fikrin sorulmuş olsa ve o zaman bu lafları etsen, düşüncene saygı duymaktan öte bir sözümüz olamaz!

İbrahim Erkal’ın adının oralara verilmesi önerisi seni niye rahatsız ediyor?

Kim “Raci Alkır ile Mükerrem Kemertaş’ın ismi bir yere verilmesin” dedi?

 

Kabul etseniz de etmeseniz de İbrahim Erkal’ın yanında hiçbirinizin esamesi bile okunmaz, okunmayacak da!