• ŞEpnolat üst

Yozlaşma mı Tankolaşma mı?

  • Büyükşehir-1

Eskiden büyüklerimiz sonradan zengin olan,burjuva sınıfına giren veya sosyetik olmaya çalışanlara Tanko’ laşmış derlerdi.Yerel bir deyimdi ama cuk oturur  tam tarif ederdi kişiyi.

 

Yani yapay samimiyet,sahte sevgi ve saygı gösterisi nezaketen karşılık bulsa da muhatabı içten içe gülerdi böyle tutumlara.

 

Son yıllarda tankolaştıkca;

 

Emioğlu, ezeoğlu, bibioğlu veya kızı yerini kuzen’e bıraktı.O sıcak, o samimiyet kokan, ohısım akraba olduğunu vurgulayan,içten sahiplenen ve candan gelen akrabalık deyimlerinin yerini soyut,yüzeysel ve gayri samimi kuzen sözcüğü aldı.

 

Tam bu tanımlamalar la uğraşırken birden bire Ramazan Bayramı oldu mu size Şeker bayramı (Aslında Şükür sözcüğü zaman içinde şeker haline gelmiştir.)

 

Kültürümüz her yönden saldırı altındayken ve İnanılmaz bir yozlaşma varken Hıristiyanların Hz.İsa yortusu Noel Baba kostümleri ve çam ağaçları ile yavaş yavaş noel kutlamalarıyla içimize sızdı ve olağan bir şeymiş gibi görünmeye başladı.

 

Batı’nın popüler kültürüne özenen sosyetik takım Dini Bayramlara alternatif ararken bir baktık ki Halloween yani cadılar bayramını kutlanmaya başlamış. Tamamen Hıristiyan inancına ait olan bu etkinlik ciddi ciddi kutlanır oldu.Hem de Müslümanım diyen sözde ilericiler tarafından.

 

Yine bir Hıristiyan inancı olan St.Valentine’sDay; yani Aziz Valentin gününü sevgililer günü diye yutturdular ve 14 Şubat’a da böyle bir mana yüklediler.Canım Memleketim insanı da aldı kabul etti.

 

Son birkaç yıldır da yine sosyetik kesim ve onlara özenen bir güruh St.Patrick’sDay; Aziz Patrik günü veya Yeşil bir gün denen Hıristiyanlar’a ait günü yeşil elbiseler giyerek kutluyorlar.

 

Yine bir Hıristiyan adeti olan BabyShower partileri hamile ünlüler arasında hızla yayıldı.Hamile iken karnının şişliği görünmesin diye pek dışarı çıkmayan,haya eden annelerden ,çıplak karnının fotoğrafını paylaşan anne adaylarına kadar geldik.

 

Bu kadar absürtlük var iken, başka özenti işlere zaman bulamazlar derken, bizi yine şaşırttılar ve ismi bile Dinimize, inancımıza ters adeta küfür kokan Her yıl kasım ayının dördüncü perşembe günü kutlanan "Şükran Günü"nü (ThanksgivingDay) takiben gerçekleşen Black Friday (Kara Cuma)  ABD başta olmak üzere birçok ülkede ve maalesef bizim Ülkemiz de de bu sene yine perşembe akşamından başladı.

 

Müslümanların Bayram günü olan Cuma gününe Kara Cuma diyerek pervasızca aşağılayanlara sanat camiasından sadece Gökhan ÖZOĞUZ tepki gösterdi.

 

Özoğuz sosyal medya hesabından mesaj yayınladı. Özoğuz paylaşımında, 'Böyle ThanksgivingDay (Şükran Günü), BabyShower (Bebek Partisi) kutlayıp Black Friday yapan arkadaşlar. Bayram, gelenek, özel gün başka şey. Bunlar ufak ufak kültür erozyonu. Çağdaş olmak karşındaki her şeye saygı duymaktan başlar. Doğu-Batı farklılıkları güzel bir nüanstan başka bişey değildir, renktir. Ama herkes kendi kültürü gelenek ve özel günleri ile katılır. Her şey tek renk olsa gökkuşağı olmazdı zaten. Kara Cuma (Black Friday) Şükran Günü’nün (ThanksgivingDay) ertesi sabahında gerçekleşen bir alışveriş çılgınlığıdır" dedi.

 

Ne hazindir ki her şeye bir yorum yapan milliyetçi ve muhafazakar çevreler cılız birkaç ses dışında Müslüman mahallesinde salyangoz satılmasına en ufak bir tepki bile vermediler.

 

Gerçi Nur YERLİTAŞ denen; besili, boyalı ve suratından şer akan, ne iş yaptığı belli olmayan bir hatunun Şehitlerimiz hakkında sarf ettiği cümlenin hesabını bile tam sormadan bu tür zıpırlıklara nasıl tepki vereceğiz orası da meçhul ya.

 

Sosyal medya da sade vatandaş olarak böyle olaylara az da olsa tepki veriyoruz ama yeterli değil.

 

Erzurum’a ilk defa kar yağmış gibi şaşırarak çeşit çeşit resim attığımız kadar bunlara da tepki koyalım.

 

Kar niye yağmıyor diye dert ettiğimiz kadar bunları da dert edelim.

(Kaldı ki kar yağması fakir fukaraya hatta orta direğe külfet tir.Ucuzlamayan doğalgazın fazla yanması,kömürün fazla yanması, elektriğin fazla kullanılması, kışlık giyecek,ayakkabı,grip ilacı v.s. vatandaşa,karla mücadele ise belediyelere inanılmaz bir ekstra yük getiriyor.Öyle kıtlık olur,mahsul olmaz söylemleri de boş laf ..Bu dedikleriniz olsa hiç kar yağmayan Adana,Antalya kıtlıktan ölür.)

 

Kışın zorluğunu, insanımızın soğuktan ne çektiğini, üşümenin içimize ne kadar işlediğini  anlatan bir Erzurum fıkrası ile meseleye mizah katalım;

 

Bizim memleketten biri ölmüş ve öteki taraf ta hesap kitap görüldükten sonra günahlar ağır basınca cezası kadar yanması için Cehennem’e göndermişler. Zebaniler getirmiş bizim hemşoyu içeri sokmuşlar ama içerisi kalabalık olunca ileri gidememiş ve kapının ağzında bir yerde kalmış. .Zebaniler sürekli birilerini getirip içeri atıyorlar ama o ara da da kapı devamlı açılıp kapanıyor, haliyle  dışarından soğuk hava geliyor.Bir, iki bizimki bakmış olacak gibi değil kapı yine açılınca hemen zebaniye bağırmaya başlamış;ola zebani gardaşa hano kapıyı bir ört ya,daha yeni dalım ısınmaya başladı, ambele ettiğizden değil kimseye buraya gelmek istemir.

 

Dert edip düşünecek çok fazla önemli konular var iken dert etmeyelim niye kar yağmıyor diye. Mevlam bilir kar’ı ne zaman yağdırıp,ne zaman kaldıracağını.

 

Bir kavme benzeyen onlardandır Hadis-işerif’ine muhalif olmadan ve tankolaşmadan medeni olmak dileği  ile iyi haftalar.