• ŞEpnolat üst

Tehdit mi? Ben üzerime almadım!

  • Büyükşehir-1

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, bugün sabah saatlerinde Büyükşehir Belediye Erzurumspor tesislerinde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantının konusu, şampiyonluk kutlamaları sonrasında medyada çıkan haberlerdi...

İstifa eden Süha Dengizek ile eski yönetici Zeki Arıcıoğlu'nun açıklamaları gündemin ilk maddesini oluşturdu...

Başkan Sekmen, isim vermeden iki eski yöneticiyi eleştirdi...

Maltepe maçında yaşananlara atıfta bulunarak, "Madem orada o kadar güçlüsünüz, niye olayları engelleyemediniz" derken, Arıcıoğlu'na da "Çok başarılıydın, neden yöneticiyken şampiyon yapamadın" sorusunu yöneltti...

Başkan Ali Demirhan'ın "Beni Mehmet Sekmen davet etti" açıklamasını jet hızıyla düzelten Sekmen, "Biz, Mehmet Özyapar ile uzun süre görüştük. Ancak Mehmet Bey, son gece 'vazgeçtim' deyince, Ali Bey'i aradım, 'adaysan gel' dedim. O da geldi, yoksa ben kimseye 'gel aday ol' demedim" dedi, Demirhan da bu düzeltmeye itiraz etmedi.

 

GAZETECİLERİN TEHDİT EDİLMESİ SÖZ KONUSU BİLE OLMADI!

 

Toplantının bir gündemini de basın, yani biz oluşturduk...

Sekmen, altını çize çize, "Tehdit, şantaj, kumpas, tezgah kuranlar"  diye tarif ettiği gazetecilerin mutlak suretle dava edilmesini hem kendi ekibinden hem de kulüp yönetiminden özellikle talep etti...

Tehdit ve şantajla yapılan gazeteciliğe göz yummayacaklarını, hatta İçişleri Bakanı Müsteşarı Selami Altınok'un da bir sohbette "Erzurum'da da benimle çok uğraştılar" diye dertlerdiğin, bunun üzerine kendisinin de "O halde bu kişileri tutuklayın" dediğini anlattı...

Açıkçası bu sözler, bizim de mesleki açıdan yıllarca savunduğumuz gerçeklerdi...

Yani olmasını çok ama çok arzuladığımız bir talepti...

Erzurum basınının, şantaj ve tehditci gazetecilerden temizlenmesi gerektiğini, ancak bunların bir kısım siyasetçiler tarafından korunup, kollandığından dert yandığımız gerçekleri cesurca dile getirdi Başkan Sekmen...

Dolayısıyla, toplantı sonrasında yapılan "Sekmen, basını tehdit etti" söylemine katılamayacağım, zira ben bu söylemleri hiç mi hiç üzerime almadım...

Zira, hayatımın hiçbir anında, mesleğimin gücünü kullanarak ne bir kimseyi tehdit ettim, ne de elimdeki bir belgeyi gösterip, muhatabından şantajla çıkar elde ettim. 

Aksin hep bunların olmaması için mücadele ettim...

Haliyle, Başkan Sekmen'in tarifinde kendimi bulamadım...

Ve, toplantının bir saniyesinde bile bir gazetecinin tehdit edildiğine şahit olmadım...

Zaten böyle bir durumun olmadığı, toplantı sonrasında çekilen toplu fotoğrafta yer alan gazetecilerin yüzlerinden de belli olmuyor... 

 

SEKMEN RAZI OLDUKTAN SONRA...

 

Büyükşehir Belediye Erzurumspor yönetimiyle ilgili kısımlara gelince...

Başkan Sekmen'in "Her ay gelir-gider tablosunu inceliyorum, hesapları mutlaka kontrol ediyor ve ettiriyorum" sözü çok önemli...

Şampiyonluk için harcanan paranın sorgulanmasını şampiyon olunduğu için anlayamadığını, 2. Lig'e çıkılamaması durumunda yapılacak tüm tenkitleri anlayabileceğini söylemesi de dikkat çekici...

Kulübün kurumsal anlamda gerçek sahibi olan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'in ekonomik tablodan rahatsız olmadığını açıkça beyan etmesinin ardından ne bize ne de bir başkasına ikinci bir sözü söylemek uygun düşmez...

"Başarıdan da başarısızlıktan da, doğrudan da yanlıştan da ben sorumluyum" diyen Sekmen'in bu söylemi tartışmalara nokta koymak için oldukça yeterli diye düşünüyorum...

 

SEKMEN OLMAYACAK DA KİM OLACAK?

 

 

Sosyal medyada "Mehmet Sekmen niye kürsüye çıktı" diye bir eleştiri yapıldığını Başkan Sekmen toplantıda dile getirdi...

Açıkçası bu eleştiri son derece haksız...

Bir, kulübün kurumsal anlamda sahibi Büyükşehir Belediyesi adına Mehmet Sekmen...

İki, sezon başından bu yana kulübe maddi ve manevi katkılarını herhalde en büyük muhalif bile inkar edemez...

Üç, hiçbirşey olmasa bile şehrin şehrül emini olarak Mehmet Sekmen'in o kürsüde olması kadar doğal birşey olamaz...

Törende benim yadırgadım üç konu var...

Birincisi, futbolcuların takım elbiseyle şampiyonluk kupası alması ki, bu dünyanın en komik olayıydı... (Başkan Demirhan'ın ifadesine göre, kadroda olmayan oyuncuların maça takım elbise ile gelmeleri yüzünden bu kötü görüntü yaşanmış)

İkincisi, platformun konuluş biçimi...

Platformun arkasına büyük bir reklam tabelası konulunca, maraton tribünü ile kupa töreni arasındaki bağlantı koptu ve taraftarlar bu güzel anı maalesef göremedi...

Üçüncüsü de, siyasiler ve bürokratların tamamının futbolcular ile aynı anda kupa töreninde yer almasıydı...

Oysa kupanın Başkan Sekmen, kulüp başkanı, yöneticiler ve futbolcular ile birlikte alınıp, sonrasında diğer isimlerin podyuma çıkarılması daha uygun olurdu...

Bunun ötesinde "Sekmen niye platforma çıktı" demek, saçmalıktan başka birşey değildir...

Nokta...