Harp Okulu'nun mezuniyet yemini töreninin ardından, Teğmenlerin " Ne Mutlu Türküm Diyene" ve Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" söylemi bazı kesimlerde rahatsızlık yaratmışa benziyor. İktidar Partisi'nin yaklaşımını yerinde ve doğru buluyorum. Öküzün altında buzağı arayanlar; siz bu doğal sloganları, söylemleri tartışmak yerine, tarihimizde yaşanan bir ilki tartışın. Kara, Deniz ve Hava Harp okullarında dönem birincisi üç kızımız oldu. Gurur verici bu mutlu tablo karşısında havanda su döğmek yerine, Türk kızlarının bizi onurlundıran üstün başarılarını tartışın. Atatürk'ün ve cumhuriyetin Avrupa'dan yıllar önce Türk kadınına hukuksal alanda sağladığı bir dizi kazanımları tartışın.
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sloganını içten haykıran ve dònem arkadaşlarına tekrarlatan Kara Harp Okulu dönem birincisi bu kızımız, meğer bu gururlu haykırışından ne kadar da haklıymış. Şayet askerleri olmaktan onur, gurur duydukları Mustafa Kemal olmamış olsaydı, bu kızlarımızın bırakın siz Teğmen olmalarını, bırakın siz onların Harp Okulu dönem birincisi olmalarını, tıpkı anneleri, nineleri gibi, erkeklerin kendilerine biçtiği nasıl bedbaht bir hayata ve nasıl bir kara yazgıya razı olurlardı? kim bilir.
Büyük Şairin "Ve hiç yaşamamış gibi ölen. Ve soframızdaki yeri öküzümúzden sonra gelen" dediği Anadolu kadını ancak Atatürk ile ayağa kalktı. "Erkeği görüp çömelen kadın, Türk anası olamaz" diyen Mustafa Kemal Atatürk'e Türk kadını çok şey borçlu. Vehimlerinizden arınarak yapay gündem yerine gelin bunları tartışalım.