• ŞEpnolat üst

Golcün yoksa...

  • Büyükşehir-1

Ligin ilk maçını Atiker Konyaspor ile oynadığımızda tarihler 12 Ağustos 2018’i gösterirken, bu tarih aynı zamanda transfer döneminin bitimine tam 19 gün kaldığına da işaret ediyordu. 

O maça Alman santrfor Lennart Thy ile başlamış ve iki golümüzü de duran top ve stoperlerimizle atmıştık. O maç bize göstermişti ki, bu takıma santrfor olmazsa olmaz...

Atiker Konyaspor maçı öncesinde transfer edilen ancak lisansı çıkmadığı için bu maçta oynayaman Munsy ile sorunu çözebiliriz diye düşündük ama o da bugünkü maçla birlikte 3 karşılaşmada gösterdi ki, kendileri golcü molcü falan değiller!

Burada garip olan şu; Lennart Thy’nin alınması için ne kadar ısrarcı olduğunu bildiğim Teknik Direktör Mehmet Altıparmak’ın Thy’den 70 dakikalık Konya performansı sonrasında vazgeçmesidir...

İnanılır gibi değil, bir oyuncunun kredisi 70 dakika mıdır Mehmet Hocam?

Beşiktaş maçında kısa bir süre oynattığın Thy’yi, Rize ve Başakşehir maçlarında 1 dakika bile oynatmaman, açık bir “güvenmiyorum” mesajıdır.

Peki hocam, güvenmediğin adamı hem de 680 bin Euro ödettirerek neden aldırdın?

Yazık günah değil mi bu kulübün parasına?

Özer Hurmacı’yı ısrarla aldırdın, maliyeti 700 bin Euro, O’nun yerine de aceleyle hemen Tshabalala’yı aldırdın, maliyeti 950 bin Euro...

Ben senin ne yaptığını hakikaten anlamadım hocam?

Başakşehir maçını yazmak istedim ama bu maçla ilgili yazılacak tek birşey var o da forvet eksikliği...

Aldırdığın forvet Munsy!

Bir tane kafa topu kazanamayan, bir tane ikili mücadeleden galip çıkamayan, zaten gol vuruşu diye bir özelliği olmayan adam...

Hocam öyle bir takım yapmışsın ki, takım koşuyor, mücadele ediyor ama ötesi yok...

Emrah Başsan’dan başka kreatif, yaratıcı oyuncun yok...

Koskoca 90 dakikada Emrah Başsan’ın şahsi gayretiyle bulduğu iki pozisyon dışında pozisyon yok...

Ha rakibe verdiğimiz pozisyon da yok!

Ama bu ligde öyle kaliteli ayaklar var ki, pozisyona girmeden bile gol atabiliyorlar...

Orta sahaya bakıyoruz, Scuk, Taylan ve İbrahim Akdağ...

Üçü de aynı tipte, koşan, mücadele eden oyuncular ve ortak bir özellikleri daha var ki, hücuma katkıları sıfır...

Az birşey Leo hücuma çıkıyor, Tolga sanki orta sahayı geçse dövecekler gibi yerinden ayrılmıyor!

Soruyorum hocam Allah aşkına, zaten forvetin yok, bu kadro yapısıyla nasıl gol atmayı düşünüyorsun...

Rize maçından sonra Başakşehir maçını da golcü eksikliğinden kazanamadık ve bunun sorumlusu sen ve yönetimden başkası değil.

Koşan, mücadele eden oyuncuların emeğine bir kez daha yazık oldu...

Ve işin kötü tarafı, bu kadro ile Ocak ayına kadar gideceğiz, gitmek zorundayız...

 

Son söz de yönetime...

Allah aşkına, 3 aydır bütün bir şehir (ki buna siz de dahilsiniz) forvet forvet diye inim inim inlerken, sizin forvet transferi yapamadan transfer dönemini kapatmanız inanılır gibi değil...

Hele hele transferin son günü Nabil Ghilas gibi gol fukarası bir adamı golcü diye almaya kalkmanız daha da enteresandı ki, Allah’tan adam telefonları kapatıp, kayıplara karıştı da bu saçmalığa müsaade etmedi. 

Kusura bakmayın ama eğer bu takım sezon sonunda küme düşerse, bu tamamen sizin transfer plansızlığınızın sonucu olacak...