• ŞEpnolat üst

Futbol parayla değil yürekle oynanır!

  • Büyükşehir-1

Futbolu herkese sevdiren en büyük olgu, sonucunun önceden kestirilememisidir. Maçları futbolcuların piyasa değerleri değil yürekleri kazanmıştır. Dolayısıyla futbol parayla kazanılan bir oyun değildir…

 

Daha önce defalarca şahit olduğumuz bu gerçeği bir kez de Samsunspor maçında yaşadık…

 

B.B. Erzurumspor, ekonomik yönden TFF 1. Lig’in tartışmasız en zengin kulübü… Gelene para, gidene para dağıtan çok bonkör (!) bir kulübüz…

 

Rakip Samsunspor ise meteliğe kurşun atan, Vali’nin katkılarıyla ayakta durmaya çalışan, futbolcularının büyük bir bölümünü işte bu parasızlık yüzünden devre arasında kaybetmiş, ilk 11’ini Enes gibi alt yapıdan takviyelerle tamamlayan bir takım…

 

Kağıt üstünde, favori olduğumuz, güle oynaya 3 puan alacağımız bir maç…

 

Ama alamadık, 3’ün 1’ini bile alamadan, geri döndük memlekete…

 

Çünkü bizim oyuncularımızda olmayan birşey, galibiyete engel oldu…

 

O da yürekten başkası değildi…

 

Acı ama gerçek bu…

 

 

TAYLAN VE SCUK’U AL KENARA…

Dün sahaya çıkan futbolcularımızdan yüreklerini ortaya koyan Taylan ve Scuk ile kaleci Hakan’ı bir kenara koyarsak, hangisi kazanmak için ufak bir çaba verdi?

 

Futbolculuktan emekliliği gelmiş Samaras’ın 3-4 oyuncumuza birden çalımlar atıp, yıldızlaştığı maçta, hangi futbolcumuz Samaras’ın kendilerini düşürdüğü aciz görüntüye isyan etti?

 

Tek tek ele alalım…

 

Mecburi sağbek Acka, Samaras karşısında tel tel döküldü, diremedi, aciz duruma düştü…

 

Trtovac yine basit hatalarıyla ön plana çıktı…

 

Çevre kontrolü zayıf olduğu için her maç aynı golleri yedirten ama garip bir şekilde forması garanti olan Lokman Gör’ü herkes GÖR’dü ama bir tek hocası GÖR’memekte ısrar ediyor…

 

Burhan Eşer desen hayal kırıklığı… Takımın lideri olması gerekirken, alt yapıdan yeni çıkmış gibi sessiz, sedasız… Kendisi kıpırdamıyor ki, takımını da şaha kaldırsın…

 

Gökhan Karadeniz üzerinde konuşmaya bile gerek yok, verin eline bir top, kafasına göre takılsın, zaten takım falan umurunda değil…

 

Erhan Çelenk, takımın skoru değiştirebilecek tek oyuncusu ama o da ruhunu kaybeden arkadaşlarına uyum sağladı. Takım oyununu bıraktı, tribünlere oynamaya başladı…

 

Nobre desen 18 maçta 0 çekmiş bir golcü! Uğruna takımın en golcüsü gönderildi ama onda hala tık yok… Güç gidince, çenesi çalışmaya başladı, dün de toptan çok hakemle oynadı… Ama 0 çekmesine rağmen hocasının prensi!

 

Bakamenga, sakat sakat transfer edildi… Çapraz bağları MR’da gözükmeyen bir futbolcudan açıkçası fazla bir beklentim yok… Dün de hayalet gibiydi zaten…

 

Abdulkadir’e söyleyecek söz bile bulamıyorum…

 

Selim Aydemir, 10 numarayı sırtına geçirmiş, 1 numaralık bile futbolu olmayan, parasız Samsunspor’da bile oynayamayacak çapta…

 

Taylan ve Scuk’u ayrı tutuyorum çünkü onlar bu kadar rezalete başkaldıran, isyan eden iki isim. Dün bu iki ismin direnişi olmasaydı, emin olun skor 1-0’da kalmazdı… Onların ayaklarına da yüreklerine de sağlık…

 

 

MAÇI ARA TRANSFERDE KAYBETTİK

Aslında biz dün kaybetmedik, biz yenilgiyi devre arasında yaşadık…

 

Takıma 4 takviye yapıldı, 2’si kulübede, 1’i tribünde, 1’ine de hocası ancak 45 dakika dayanabildi…

 

Buna karşın 8 gol atan Hamza gönderildi, 0 gollü Nobre takımda kaldı!

 

Mehmet Altıparmak, ısrarla istediği iki oyuncuyu yanında oturturken, bir tane sağ bek aldırıp, oynatmayı aklının ucundan bile geçirmedi!

 

Kısacası hem hocanın hem de kulübü yöneten Ünsal Kıraç ile Zafer Aynalı’nın büyük bir başarısızlığıdır transfer dönemi…

 

Özetleyecek olursak, futbolcusunda yürek, yönetiminde (Ünsal Kıraç ile Zafer Aynalı) futbol aklı olmayan bir kulübe sahibiz…

 

Dua edelim ki, küme düşecek takımlar büyük ölçüde belli, yoksa bu yüreksizlerin bizi götüreceği yer Play Off değil 2. Lig olurdu!!!