• ŞEpnolat üst

DAGC Başkanı Özsoy'a FETÖ üzerine sorular...

  • Büyükşehir-1

 

Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti (DAGC) Başkanı Feridun Fazıl Özsoy’un “demokrasi nöbeti”nde konuşma yapması üzerine, “Görevini yaptın mı Feridun Başkan?” sorusunu yöneltmiş, “FETÖ üyesi oldukları iddiasıyla tutuklanan ve açığa alınan TRT mensubu üyelerini ihraç etmeden kürsüye çıkıp, halka hitap etmemesini” gündeme taşımıştım.

Bu yazı kamuoyunda öylesine yankı buldu ki, DAGC yönetim kurulu acilen toplandı ve tutuklanan TRT muhabiri Yalçın Güler’in üyelikten ihraç edildiği, açığa alınan 5 üyenin üyeliğini de askıya alındığı duyuruldu.

Toplantı sonrasında yapılan yazılı açıklamada, hayli ilginç ve dikkat çekici bir ifade yer aldı.

O cümle aynen şöyleydi:

Kamuoyu bilmelidir ki, Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti ve mensubu gazeteciler geçmişte de bugün de FETÖ yandaşlarıyla hiçbir maddi manevi ilişki içinde olmamışlardır. Bu açıdan alnımız aktır.

Bu ifade üzerine DAGC Başkanı Feridun Fazıl Özsoy’a soruyorum:

Manevi ilişkimiz yok diyorsunuz ama FETÖ’nün yayın organlarında üst düzey yönetici olarak çalışan kişileri, yönetim kurullarınızda hem de başkanvekilliği, başkan yardımcısı, üst kurul delegesi gibi önemli görevlere getirdiğinizi unutuyor musunuz?

Yok eğer unutmuyorsanız, bu ilişkiyi nasıl yorumlamamızı istiyorsunuz?

DAGC’nin üst kurul delegelikleri ve yeni kurduğunuz federasyonun Yüksek İstişare Kurulları’nda FETÖ’nün yayın organlarında çalışanlara görevler vermek sizce manevi bir ilişki değil midir?

17/25 Aralık darbesinden sonra 17 Haziran 2014’de yapılan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nu seçimlerinde, konfederasyonun yüksek istişare kurulu yedek üyeliğine FETÖ’nün yayın organı olduğu için kapatılan Zaman Gazetesi’nin temsilcisini kim seçtirdi Sayın Özsoy, bir açıklayın da bilelim?

Kendinizin de yönetim kurulu üyeliğine getirildiğiniz bu seçime, söz konusu kişiyi siz yazdırmadıysanız, kim yazdırdı?

Sırf siz başkan seçilesiniz diye Almanya’da görevli olan ve bugün FETÖ’den tutuklanan Yalçın Güler’in sırf size oy vermek için Erzurum’a gelmesi sahi nasıl bir ilişkinin ürünüdür Feridun Başkan?

Başkanlığınız boyunca yönetimlerinizde yeralan Cihan Haber Ajansı’nın üst düzey yöneticilerinin FETÖ mensubu olmadığını mı iddia ediyor sunuz?

Bu açıklama ile onları aklamayı mı amaçlıyorsunuz?

Cihan Haber Ajansı’nın FETÖ’nün yayın organı olduğu için kapatıldığından haberiniz mi yok, yoksa milletle dalga mı geçiyorsunuz?

Şantajla suçlanan üyeniz Cem Atmaca’yı yargı kararını bekleme ihtiyacı bile duymadan süratle ihraç edip, bunu da basın açıklamasıyla duyururken, FETÖ’den gözaltına alındıktan sonra adli denetim şartıyla serbest bırakılan 5 üyeniz için neden yargı kararını bekleyeceğinizi açıklayıp, ihraç etmiyorsunuz?

Size göre “terör örgütü üyeliği” iddiası, “şantaj” iddiasına göre daha mı masumdur?

Bu isimleri tıpkı devletin yaptığı gibi, soruşturma bitene kadar ihraç edip, aklanmaları halinde yeniden üye yapmanız doğru bir tavır değil midir?

Böyle yaparsanız, bu üyelerinizin ilk seçimde size oy vermeyeceğini mi düşünmektesiniz?

 

CEVAPLARI BEKLİYORUZ

Evet sorularımız bunlar, bakalım nasıl bir cevap vereceksiniz…

Hoş, “O açıklama benim değil, yönetim kurulum yapmış” da diyebilirsiniz…

Çok da haklı olursunuz, çünkü her nedense, suçlanan kişi yerine açıklama yönetim kurulu adına yapılmış…

Vardır bir bildiğiniz Sayın Özsoy, hiç şüphem yok!

 

NASIL MAĞDUR OLDUN AÇIKLA BAŞKAN?

Birkaç gündür nereye gitsem, DAGC Başkanı Feridun Fazıl Özsoy’un her yerde FETÖ’den dert yandığını, meslek hayatı boyunca hep FETÖ’nün mağduru olduğunu, ilerlemesinin engellendiği, TRT içerisinde çok büyük mücadeleler verdiğini ballandıra ballandıra anlattığını duyuyorum…

Açıkçası bunun doğru olmadığını, Feridun Başkan’ın bu tür iddialarda bulunmayacağına inanıyorum, inanmak istiyorum…

Zira, cemaat mensuplarıyla hep içli dışlı olan, başkanlığa FETÖ’nün yayın organlarında çalışanların oylarıyla seçilen (ilk seçildiği yıl, Zaman Gazetesi ve Cihan Haber Ajansı’nın oyları sonucu belirlemiştir) cemaatin önde gelen abileriyle, imamlarıyla yakın ilişkiler içerisinde olduğunu herkes bilir…

Hele bir dönem, cemaatin yayın organları kendisinden desteği çekmek isterken, camaatin Erzurum’daki 1 numarasına kadar ulaştığını ve ondan yardım istediğini herhalde inkar etmeyecektir.

Eğer inkar ederseniz, başkanlığınızdan bugüne kadar ki telefon kayıtlarınızın incelenmesine de itiraz etmezsiniz umarım?

 

KAHRAMAN OLMA SEVDASINDAN VAZGEÇİN!

Bu satırları yazarken, Feridun Fazıl Özsoy’a “FETÖ’cüdür” demiyorum, yanlış anlamayın…

Böyle bir iddiam yok…

Bu konuda bildiğim birşey yok, olsa anında devletin güvenlik birimleriyle paylaşırım zaten…

Sadece, dün sıkı fıkı, hatta kankayken, cemaatin tüm gezilerine, davetlerine katılırken, hepsine bir telefon kadar yakınken cemaatten dert yanmayanların, “benimle uğraşıyorlar” demeyenlerin, bugün kendini “mağdur” duruma düşürüp, “bugüne kadar maddi manevi ilişki içerisinde olunmamıştır” denilmesine ve kendilerini kahraman gösterme çabalarına itiraz ediyorum ve diyorum ki;

Dün maklubeleri götürürken, cemaat gezilerinde boy gösterirken, cemaatin Erzurum’daki bir numarasıyla görüşmenin o günlerde havasını atarken, cemaat okullarında konferanslar verirken “gıkı çıkmayanların” bugün, “mağdurum” deme hakkı yoktur!