• Büyükşehir-1
YAŞAM Haber Girişi : 20 Temmuz 2023 21:13

BENİM ADIM ERZURUM

BENİM ADIM ERZURUM
Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Savaş Eğilmez, ERKHABER okuyucuları için kaleme aldı...

DOÇ. DR. SAVAŞ EĞİLMEZ YAZDI...

KARIŞIK

Benim bölgemde insanların yaşayıp, siyasi, kültürel ve ekonomik faaliyetler içerisinde bulunmasının tarihi çok eski zamanlara dayanır. 

İnsanlar benimle hep ilgilenmiştir, beni hep sevmiştir ve beni her zaman çok istemiştir. Beni elde edebilmek için büyük fedakârlıklarda bulunmuşlar ve en değerli varlıklarını gözden çıkarmışlardır. Beni çok istiyorlardı, çünkü bana sahip olan Anadolu’nun çok önemli bir kapısını tutmuş, Kafkaslara köprü kurmuş ve Mezepotamya’ya set çekmiş olacak. 

Beni çok istiyorlardı çünkü ben, çok eski tarihlerden beri ve özellikle ortaçağda, Uzakdoğu’da Çin, Hind, Orta Asya ve İran’dan batıya gelen ticaret kervanlarının önemli bir uğrağı ve alışveriş merkeziyim. Birinci derecedeki yollarının düğüm noktasında bulunmam nedeniyle, tarih boyunca önemli bir mevkide oldum. Coğrafi konumum itibariyle, doğudan batıya giden bütün ticaret yollarının Anadolu’daki en önemli kavşak noktalarından biriyim.

Bu nedenle bölgem, tarihin bütün dönemlerinde, siyasal, sosyal ve askeri açıdan önemli bir aktivite içerisinde olmuştur. Anadolu’nun en eski şehirlerinden biri olarak asırlar boyunca işgallere uğradım ve sürekli el değiştirdim. Anadolu, Kafkasya ve Orta Asya’yı bağlayan yolların kavşağında bulunmam itibariyle, stratejik durumum ve coğrafi konumum nedeniyle pek çok kavmin ilk hedefleri arasında yer aldım. 

XI.yüzyıldan günümüze bir Türk yurdu konumunda olan bir şehir olarak, hem Anadolu hem de Türk tarihi açısından çok önemli bir yere sahibim. Kafkasya, Mâverâünnehir ve Mezopotamya bölgelerinde yaşanan birçok tarihi olayda Erzurum’u veya Erzurumluyu bulmak mümkündür.

Takvimler 5.yy gösterdiğinde tarihin en güçlü devletlerinden biri olan Roma, akıllılık ederek beni elde tutma adına etrafımı surlarla çevirip bir de isim verdi, “Theodosiopolis”.

Sonra Araplar geldi, bir süre bir Roma’ya bir Araplara gittim geldim. 

Sonra Türkler geldi. Bunlar diğerlerine hiç benzemiyorlardı. Beni ve bütün çevremi ele geçirip bir daha asla bırakmadılar. Sonra Moğollar geldi, onlar da hemen ne kadar değerli olduğumu aldılar fakat fazla kalamadılar. Türkler yeniden bölgenin hakimi oldu. 

Ama bir süre sonra da Türk kardeşler benim için kavgaya tutuştular. Bu süre içerisinde Akkoyunlu-Karakoyonlu mücadelesine sahne oldum.  Sonra büyük abiler devreye girdi ve beni Osmanlı Devleti sınırları içerisine aldılar. 

Uzun yıllar böyle kaldım. Herkesin gözü üzerimde olsa da, efendimin gücünden korkup, kimse yanıma yaklaşamıyordu. Asırlar geçti. Çok şey değişmişti. 

Dünya da artık daha güçlü efendiler vardı. Ve eskileri gibi yeni efendiler de beni istiyorlardı. Bir süreliğine de bunu başardılar. Benim için yine bir sürü kan döküldü, birçok cana kıyıldı. 

Benle beraber bütün ülke işgal ediliyordu.

Kurtuluş mücadelesi de yine benim üzerimden başladı. Ben de yakılan kurtuluş ateşi, bütün Anadolu’yu aydınlattı. Büyük mücadeleler verildi. Yeni bir devlet kuruldu. Yeni devletimin sadece adı değişmişti, aslı aynıydı. 

Şimdi de, günümüz sakinlerim yazık ki bana hiç yakışmayan bir vekil seçti. Eminim ki bir sonraki seçimde bu durum düzelecektir. Bu kişi benim eskiden Ermeniler ait bir şehir olduğumu iddia etti. Kızmadım bile sadece ÇOK GÜLDÜM. İnanan cahil veya art niyetliler varsa işin doğrusunu tek cümleyle izah edeyim Benim sınırlarımda Ermenilerinde yaşadığı dönemler oldu doğrudur. Ama benim hakimlerim arasında hiç Ermeni olmadı. Bu saatten sonrada bu Türkler buradayken  ne ermeni ne de başka bir kavmin beni yönetme ihtimali yok.  

Asırlar boyunca çok büyük mücadelelere sahne oldum. Defalarca yıkıldım, defalarca yapıldım. Beni göz ardı eden her plan başarısız oldu. 

Beni dinlemeden ne savaş ne barış ne de siyaset yapılabilir. Bensiz yapılan planların hepsinin bir ayağı boşta kalır. Beni iyi okuyan, beni iyi anlayan; bölgeyi, ülkeyi ve çevreyi de anlar.  

Peki bu kadar değerli bir toprak, bugün hak ettiği yerde mi?

Bu sorunun cevabı çok açık… “HAYIR”

Kimse sorumluluğu başkasına atmasın. Bu şehir hak ettiği noktaya ancak elbirliği ve dayanışmayla gelecektir.

 

Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Savaş Eğilmez

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.