Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özgür Suriye Ordusu ve arkalarında Türk Komandolarının El Bab'a girdiğini söyledi.
ERKHABER / ERZURUM- Doğu ve Güneydoğu’sundaki operasyonları hatırlatarak, "da hatırlatan Erdoğan, “Güneydoğu’da, Doğu’da, Tendürek’te neler oluyor görüyorsunuz. Ha şehitlerimiz var doğru. Ama bileceğiz ki bu tarla değil, vatan. Tarlanın vatan olması uğruna şehitler olması ile bakidir. Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Yoksa vatan olmaz. İşte bak Elbab’a girdiler. Özgür Suriye Ordusu arkasında komandolarımız. Evelallah durmak yok yola devam. Biz işgalci değiliz ama işgalcilerin karşısındayız. Son 3-4 yıldır öyle olaylar yaşıyoruz ki inanın diğer ülkeler bize hem büyük bir gıpta ile, hem de şaşkınlıkla izliyor. Evelallah son yarım asrını bizzat yaşamış, tarihini de gayet yakından bilen bizler için karşımızdaki fotoğraf çok açık. Ne zaman kendimizi toparlamaya kalkışsak aynı şey oluyor. Kimi zaman dışarıdan, kimi zaman içeriden yapılan saldırlar sebebiyle imkanlarımızı süreli savunmaya yönlendirmek zorunda kaldı. Yine aynı oyun. Tutmayacak” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Esenyurt Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan 11 projenin toplu açılış törenine katıldı.
“Devlet örgütün kurumlara sızdırdığı kişilerin ihanetlerini irca edeceği bir yer değil”
Törende konuşan Erdoğan, FETÖ ihanet şebekesinin devleti de milleti de kendilerinin temsil etmeye başladığı yanlışına düştüğünü belirterek, “Bunun için devlet kimdir, millet kimdir sorularına cevap aramamamız gerekiyor. Devlet elbette kurumsal bir mekanizmadır ama bundan ibaret değildir Bizim milletimiz tarihinde devlet, tarifi mümkün olmayan bir üst kavrayıştır, bir üst değerdir. Milletimizin dağdaki çobanından, üniversitedeki profesörüne kadar her bir ferdi kendini devletin sahibi görür. İnsanımız devletin varlığı tehlikeye düştüğünde kimseden talimat beklemeden harekete geçer. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda cepheye koşanlar devletin zorlamasıyla toplanan askerler değildi. O devletin böyle bir operasyon için ne kaynağı, ne mecali vardı. Vatanları namusları bayrakları, gelecekleri için gönüllü olarak cepheye koştular. 15 Temmuz gecesi de milletimiz aynı duygularla sokakları doldurdu. Devlet bir örgütün kurumlara sızdırıp, belirli kademeleri işgal ettirdiği kişilerin ihanetlerini icra edebilecekleri bir yer değildir. Pek çok anlamı olan devletin gerçek sahibinin millet olduğu 15 Temmuz’a tescil edildi. Peki millet kimdir. Milletin Ümmet’ten kavime kadar geniş bir anlamı vardır. FETO’nun uzun yıllar boyunca milletimizin eğitim hassasiyetine, dini manevi değerlere saygıyı istismar ederek bir ur gibi yayıldığını görüyoruz. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet. Bunlar bu. Milletimizin İslam’a ve insanlara yaptıklarını düşündükleri hizmete hürmeten şahıslarına yönelttiği itibarı yanlış yorumlayan FETO’cular, zamanla kerameti kendilerinde görmeye başladılar. Tıpkı kamu kurumlarındaki mensuplarının ‘devlet biziz’ demeye başlamaları gibi. Bu sapkın yapı bir bütün olarak da ‘millet biziz’ deme noktasına geldi. Halbuki 17-25 Aralık’tan beri millet bunlara kendileri ile arasındaki mesafeyi her vesile ile göstermiştir. Bizim milletimiz hayırlı gördüğü her işi destekleyen ama ihaneti fark ettiğinde de en sağlamında Osmanlı tokadını esirgemeyen bir millettir. 15 Temmuz milletimizin FETO’ya ve arkasındaki güçlere en büyük şamarı vurduğu gündür” diye konuştu.
“Gençler inancınıza, tarihinize, kültürünüze, davanıza, mağdurlara sahip çıkacaksınız”
Konuşmasında gençlere tavsiyelerde bulunan Erdoğan, “Kimse gururlanmasın. Hepimiz faniyiz. Vakit geliyor. Nerede ne olacağı belli olmaz. Sonunda Allah’a döneceğiz. Bir gün biz de hayata veda edeceğiz. Geride böyle inançlı, kararlı gençler bırakmış olmak en büyük iftihar kaynağım olacak. Türkiye’nin bir daha 15 Temmuz gibi felaketlere uğramaması için en büyük görev siz gençlerimize düşüyor. İki şeye aynı anda sahip çıkmak mecburiyetindesiniz. Birincisi inancınıza, tarihinize, medeniyetinize, kültürünüze sahip çıkacaksınız. Bunu yapmazsanız küresel kargaşa içinde kaybolur gidersiniz. İkincisi ülkenize, milletinize, davanıza, mağdurlara, mazlumlara sahip çıkacaksınız. Bunu yapmadığınızda da varlığınızın bir anlamı kalmaz” şeklinde konuştu.
"İşte El Bab'a girdiler, Özgür Suriye Ordusu, arkasında komandolarımız"
Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’sundaki operasyonları da hatırlatan Erdoğan, “Güneydoğu’da, Doğu’da, Tendürek’te neler oluyor görüyorsunuz. Ha şehitlerimiz var doğru. Ama bileceğiz ki bu tarla değil, vatan. Tarlanın vatan olması uğruna şehitler olması ile bakidir. Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Yoksa vatan olmaz. İşte bak Elbab’a girdiler. Özgür Suriye Ordusu arkasında komandolarımız. Evelallah durmak yok yola devam. Biz işgalci değiliz ama işgalcilerin karşısındayız. Son 3-4 yıldır öyle olaylar yaşıyoruz ki inanın diğer ülkeler bize hem büyük bir gıpta ile, hem de şaşkınlıkla izliyor. Evelallah son yarım asrını bizzat yaşamış, tarihini de gayet yakından bilen bizler için karşımızdaki fotoğraf çok açık. Ne zaman kendimizi toparlamaya kalkışsak aynı şey oluyor. Kimi zaman dışarıdan, kimi zaman içeriden yapılan saldırlar sebebiyle imkanlarımızı süreli savunmaya yönlendirmek zorunda kaldı. Yine aynı oyun. Tutmayacak” ifadelerini kullandı.
“Temennim odur ki parlamentodan başarılı bir oylama ardından milletimize gelir"
Erdoğan yeni anayasa çalışmalarını da hatırlatarak şunları söyledi;
“Yeni anayasa çalışmaları var. Bugün hükümet yeni anayasa ile ilgili hazırlıkları parlamentoya sunacak. Temennim odur ki parlamentodan başarılı bir referandum oylaması ile 330’u aşan şekilde geçer ve ondan sonra milletimize gelir. Bütün bunlara hazır mısınız. İnşallah parlamentomuz da buna hazır olduğunu sizlere getirmek suretiyle ortaya koyar. Milletimiz için hayrolsun. İnşallah yeni bir dönemin başlangıcı olsun"