Cumhurbaşkanı Erdoğan Fırat Kalkanı'nın hedefini açıkladı

26. Dönem İkinci yasama yılı açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Fırat Kalkanı'nın hedefinin güvenli bölge olduğunu söyledi.

ERKHABER / GÜNCEL - Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM Genel Kurulu'nda 26. Dönem İkinci yasama yılı açılış töreninde konuşma yapıyor.

Erdoğan, Meclis'te yaptığı konuşmada, Fırat Kalkan Operasyonu'nun hedefinin "bu bölgede terör örgütlerinden arındırılmış, güvenli bir bölge tesis etmek olduğunu" ifade etti.

5 BİN KİLOMETRE KARE BÜYÜKLÜĞÜNDE ALAN

Erdoğan, "Cerablus'tan başlayarak batıya ve güneye doğru süren Fırat Kalkanı Operasyonu'yla hedefimiz bu bölgede, ilk etapta 5 bin kilometrekare kare büyüklüğünde terör örgütlerinden arındırılmış bir güvenli bölge tesis etmektir. Böylece terör ve mülteci sorunu çözüme kavuşacaktır.

Suriye toprakları bu şekilde adım adım güvenli hale getirildikçe, terör sorunu da mülteci sorunu da çözüme kavuşacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Fırat Kalkanı'nın hedefini açıkladı VİDEO

FİİLİ DESTEK ALMADIK

Şu anda Cerablus'ta 40 bin kişi var. Yıllardır savunduğumuz bu proje için itiraz görmedik ama fiili destek de almadık.

Terör koridoru ve PKK ve DAEŞ'in eylemleri biz bu operasyonu kendi imkanlarımızla yapmaya zorladı. Bu ülkenin kendi evlatlarıyla bu operasyonu yürütebileceğini gösterdi.

DAEŞ'in karşısına PKK/YPG'yi çıkarmaya çalışanların tezleri Fırak Kalkanı ile geçerliliğini yitirmiştir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

SAYGIYLA YAD EDİYORUM

"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri TBMM'nin 26. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Tüm milletvekillerimizi saygıyla yad ediyorum. Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere ahirete göçmüş olanları rahmetle anıyorum.

23 Nisan 1920 gününden bugüne TBMM tarihinin pek çok dönüm noktası vardır. Bundan sonra 15 Temmuz 2016 gecesinin TBMM tarihinde de ayrı ve özel bir yeri olacaktır.

DARBE GİRİŞİMİNİN ARDINDAN..

Darbe girişiminin ardından derhal bu salonda toplanarak, tepkiyi Meclis'te ortaya koyan sizlere şükranlarımı sunuyorum. Milletvekillerimiz onurlu ve güçlü bir duruş sergileyerek bu kuruma sahip çıktı.

15 Temmuz'dan sonra Meclisimiz ikinci defa gazilik şerefine nail oldu. Şehit olan 241 vatandaşımız milletimizin gönlüne ve tarihin sayfalarına altın harflerle kazınmıştır.

Erdoğan: Vatandaşımıza borcumuzu asla ödeyemeyiz VİDEO

VATANDAŞIMIZA BORCUMUZU ASLA ÖDEYEMEYİZ

Demokrasi nöbetlerinde 29 gece sabahlayan on milyonlarca vatandaşımıza borcumuzu asla ödeyemeyiz. Türkiye bir avuç hainin dışında 79 milyonj vatandaşının tamamıyla bir özgürlük ve demokrasi dersi vermiştir. Milletimiz terör örgütlerine olduğu gibi darbe heveslilerine de meydanı bırakmayacağını gösterdi. Şahsım başta olmak üzere hepimizin milletimize can borcumuz olduğunu unutmamalıyız. Daha çok çalışmalı, daha çok üretmeli ve Türkiye'yi daha ileri taşımalıyız.

MGK TOPLANTISI

MGK toplantısında, hükümetimize bu tarihin 15 Temmuz Demokrasi ve Özgürlük Günü olmasını tavsiye ettik. Şehitlerimiz için anıtlar yapma hazırlığımız sürüyor. Şehit ailelerine her türlü destek veriliyor, verilmeye devam edecek.

15 TEMMUZ'U UNUTMAMAK MECBURİYETİNDEYİZ

15 Temmuz'u unutmamak ve unutturmamak mecburiyetindeyiz. Ders kitaplarından, filmlere, edebi eserlere kadar her mecrada 15 Temmuz'un işlenmesini teşvik etmeliyiz. 15 Temmuz'da sokaklarda şahadete koşan insanların kahir ekseriyetinin ne korumak zorunda olduğu malı mülkü, ne statüsü ne başka çıkarı vardır. Bu insanlar sahip oldukları maddi varlıklar uğruna değil, inançlarına, imanlarına, özgürlüklerine, geleceğe sahip çıkmak için sokaklara dökülmüştür. Milletimiz ölüm kusan silahların üzerine yürümüştür.

15 TEMMUZ'A TİYATRO DİYENLER OLDU

Darbe girişiminin anlaşılmasının hemen ardından yaptığımız çağrının mahiyeti, milletimizin hissiyatının ifadesinden başka bir şey değildir. Bu hissiyatı anlamayan, anlamak istemeyenler de oldu. 15 Temmuz'da yaşananları oyun, tiyatro, film diyerek küçümsemeye çalışanlar oldu. Her kim ki, 15 Temmuz'a amasız, fakatsız darbe diyemiyorsa, lanetleyemiyorsa o da darbe girişiminin bir parçasıdır, en azından gönüllü bir destekçisidir. Böyle bir yanlışın içine düşenler şehitlerimize ve gazilerimize, milletimizin tamamına hesap vermekten kurtulamayacaktır.

Milletimiz 7 Ağustos'ta Yenikapı'da 15 Temmuz karşısındaki duruşunu sergilemiştir. Bu manzaraya iştirakleriyle siyasi parti ve kurum temsilcilerimize teşekkürlerimi ifade ediyorum.

TEK SES TEK NEFES

Türkiye'nin ve Türk milletinin vatanı, özgürlüğü söz konusu olduğunda tek ses, tek nefes olduğunun örneği olan Yenikapı ruhunun korunması hepimizin görevidir. Meclisimizin yeni yasama döneminde Yenikapı benzerinin tekrarlanacağına inanıyorum. Bu hepimizin aynı şeyleri düşünüp, söyleyeceği anlamı değildir. İnanç, düşünce, tarz farklılıklarımız mutlaka olacaktır. Bizden beklenen temel konularda birlik ve beraberliğimizi güçlü tutmamızdır.

Biz PKK, FETÖ, DAEŞ konusunda, sınırlarımızın güvenliği, vatanımızın bütünlüğü konusunda ortak bir zeminde buluşamıyorsak, ortada ciddi bir sorun var demektir. Yenikapı'daki duruşu bu nedenle önemli görüyor ve devamını diliyorum.

Erdoğan: Şehitlerimizin kanını yerde bırakmıyoruz VİDEO

ŞEHİTLERİMİZİN KANINI YERDE BIRAKMIYORUZ

Türkiye PKK ve uzantıları ile DAEŞ saldırılarına maruz kalıyor. DAEŞ Türkiye'yi hedef alarak kendisine alan açmaya çalışıyor. Yürütülen mücadele El Kaide'nin uzantısı olarak ortaya çıkan DAEŞ'in geriletilmesine katkı sağlamıştır. Güneydoğu illerimizde gerçekleştirdiği çukur eylemleriyle şimdi de sınır dışındaki projelere destek için çalışıyor. Bu eylemlerde şehit olanlanlarımızın kanını teröristleri kat be kat imha ederek yerde bırakmıyoruz.

Bölge insanı kendisinin ve çocuklarının geleceğini kan atıkmaktan çekinmeyen bu örgütle bağını koparmıştır. Operasyonlar bölge halkı tarafından da destekleniyor. Vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek, şehirlerimizi yeniden imar etmek için yoğun çaba içerisindeyiz. Ülkemizin birliği, beraberliği, kardeşliği, güvenliğine şahitlik edeceğiz.

15 TEMMUZ'U MİLAT HALİNE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ

15 Temmuz'u bir milat haline dönüştürmeliyiz. PKK, FETÖ, DAEŞ'e karşı hep birlikte kararlı mücadele yürütmeliyiz. Yapısal reformları hayata geçirmeliyiz. Darbe girişiminden gerekli dersleri çıkarak ülkemizi geleceğe hazırlamalıyız.

Türkiye ekonomik göstergeleri, yatırımlarıyla, sosyal yardımlarıyla, savunma sanayisinde bugünkü seviyesine ulaşmamış olsaydı, iç ve dış saldırılar karşısında bu kadar güçlü duruş sergileyemezdi. 2023 hedeflerine ulaşma konusunda en büyük görev TBMM'ye düşüyor. Bu hedeflere ulaşmaya katkı sağlayacak her hususa Meclisimiz öncü olmalıdır.

Erdoğan: Anayasa değişikliğini hayata geçirmeliyiz VİDEO

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ HAYATA GEÇİRMELİYİZ

Öncelikle anayasa değişikliğini hayata geçirmeliyiz. Atılan adımları olumlu olarak değerlendiriyorum. Meclis içtüzüğünün bu kurumun daha etkin çalışması için yeniden ele alınmasını önemli görüyorum.

Tüm sorunların yegane çıkış yolunu milli iradede gören cumhurbaşkanı olarak anayasa ve içtüzük çalışmalarını desteklediğimi belirtmekteyim. Doğrudan milletin oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak milletime karşı sorumluluklarımın farkındayım.

SEÇİLDİĞİM GÜNDEN BU YANA..

Seçildiğim günden bu yana ülkeme ve milletime karşı sorumluluklarımı yerine getirmek için gece gündüz çalıştım, çalışmaya devam ediyorum. Her yeni durum gibi doğrudan milletin oyuyla seçilen cumhurbaşkanlığı makamı için beliren tereddütler ortadan kalkmıştır. Yasama, yargıyla ve milletimle uyumla bir cumhurbaşkanlığı görevini yürüttüğüme inanıyorum.

Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratmaya yönelik çalışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Hiç kimsenin özellikle kendileri de seçimle gelen TBMM üyelerinin buna hiç hakkı yoktur. Bugünden sonra bu anlamsız tartışmayı da geride bırakacağımıza inanıyorum.

Güney sınırlarımız boyunca uzanan Suriye ve Irak meselelerinin özel bir yeri var. Suriye meselesi bizim için hayati bir konu durumundadır. Türkiye'nin Suriye meselesi için konumu en başından beri nettir.

DAEŞ HERKESİN KULLANDIĞI ELVERİŞLİ BİR MALZEME

DAEŞ terör örgütü Suriye'deki sorunun sonucudur. 22 milyon nüfusa sahip bir ülkenin DAEŞ'ten 5 yıldır arındırılamaması akla yatkın değildir. Irak'ta da benzer durum gereçlidir. DAEŞ, Suriye ve Irak'ta herkesin kullandığı elverişli bir malzemeden ibarettir. Kendi ülkelerindeki radikal unsurları Suriye ve Irak'a yönelendiren kimi ülkeler sorunun sonuçlarıyla yüzleşmekten kaçınıyorlar.

AVRUPA ÜLKELERİ İNSANLIK SINAVINDA SINIFTA KALDI

Türkiye bölge halkına karşı tüm insanı görevlerini yerine getirmekte kararldıır. Avrupa ülkeleri bu insanlık sınavında sınıfta kalmıştır. Avrupa ülkeleri bugüne kadar savundukları değerleri ayaklar altına almıştır. Hiçbir politik hesap Suriye'de 6 yılda öldürülen insan sayısının 600 bine ulaşması artık sözün bittiği yeri ifade ediyor. Biz insani görevimizi yerine getirirken, uluslararası toplumu ikaz etmeye devam edeceğiz.

Fırak Kalkanı meşru bir operasyondur. DAEŞ'in 14 yaşında bir çocuğu canlı bomba olarak kullanmak süretiyle Gaziantep'e göndermesi ve 56 vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırı bizim için son damla olmuştur.

FIRAT KALKANI'NIN HEDEFİNİ AÇIKLADI

Cerablus'tan başlayarak batıya ve güneye doğru süren Fırat Kalkanı Operasyonu'yla hedefimiz bu bölgede, ilk etapta 5 bin kilometrekare büyüklüğünde terör örgütlerinden arındırılmış bir güvenli bölge tesis etmektir. Böylece terör ve mülteci sorunu çözüme kavuşacaktır.

Suriye toprakları bu şekilde adım adım güvenli hale getirildikçe, terör sorunu da mülteci sorunu da çözüme kavuşacaktır.

Şu anda Cerablus'ta 40 bin kişi var. Yıllardır savunduğumuz bu proje için itiraz görmedik ama fiili destek de almadık.

Terör koridoru ve PKK ve DAEŞ'in eylemleri biz bu operasyonu kendi imkanlarımızla yapmaya zorladı. Bu ülkenin kendi evlatlarıyla bu operasyonu yürütebileceğini gösterdi.

DAEŞ'in karşısına PKK/YPG'yi çıkarmaya çalışanları tezleri Fırak Kalkanı ile geçerliliğini yitirmiştir.

BENZER OYUN MUSUL'DA DA SERGİLENMEYE ÇALIŞILIYOR

Benzer oyun Musul'da da sergilenmeye çalışılıyor. Bu oyunun da bozulması gerekiyor. Musul'a yapılacak bir operasyonun Telaferi de etkileyeceğini hatırlatmak isterim. Musul'un DAEŞ'ten kurtulabileceğine inanıyoruz.

MASANIN DIŞINDA KALAMAYIZ

Türkiye olarak masanın dışında kalamayız. Diğerlerinin böyle bir sınırı yok. Ama onlar orada sonuç belirlemek istiyor, biz buna seyirci kalamayız. Bunun kararını da burası verecek. Türkiye olarak kendi sınırlarımız içerisinde huzur ve güven içerisinde yaşamak istiyorsak, bu doğrultuda ilerlemek zorundayız.

Devletler arasındaki münasebetler karmaşık ilişkilerdir. Türkiye'nin son dönemde artan bölgesel ve küresel etkinliği diğer devletlerle ilişkisini çok daha grift hale getirmiştir. ABD, AB, Rusya ile olan ilişkilerimiz çok önemli süreçler yaşadığımız dönemden geçiyoruz.

RUSYA İLE İLİŞKİLER

Rusya ile olan ilişkilerimizin normalleşmesi için önemi adımlar atıyoruz. Ortak çıkarlarımıza odaklanarak bu ülkeyle olan ilişkilerimizi eski seviyenin üzerine taşımayı hedefliyoruz. Pek çok alanda ilişkilerimiz eski seviyesine doğru yaklaşıyor. Mavi Marmara konusunda şartlarımızı karşılayan İsrail ile herkes için hayırlı neticeler doğuracak ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz.

ABD İLE İLİŞKİLER

ABD ile ilişkillerimizi geleneksel ilişkilerimize uygun şekilde yürütme gayretindeyiz.

ABD yönetiminin bir kısmı terör örgütleriyle çalışma yürütürken bir kısmı da bizim hassasiyetimize uygun çalışma yürütüyor. Bu süreçte ABD Kongresi'nin Suudi Arabistan'a 11 Eylül saldırıları sebebiyle dava açılmasına izin veren yasayı onaylaması talihsizliktir. Suçların şahsiliği ilkesine aykırıdır. Bu yanlış adımdan bir an önce dönülmesini bekliyoruz. ABD'nin en kısa sürede münasebetlerimizin ruhuna uygun seviyeye geleceğine inanıyorum.

İRAN İLE İŞBİRLİĞİ PROJELERİ

Bölgede İran ile birlikte çok ciddi enerji, ulaşım, kültürel işbirliği projeleri bulunuyor. İlişkilerimizi geliştirmeye devam ediyor, edeceğiz. AB ile ilişkilerimiz bakımından ekim ayı önemlidir.

VİZE SERBESTİSİ

Vize serbesitisi bu ay yürürlüğe girmesi gerekiyor. AB'nin tavrı, Türkiye'ye verdiği sözü tutmak istemediğinin tavrıdır. Kendileri bilirler. Türkiye AB ile ilişkilerinde hep veren taraf, hep sözünü tutan taraf olmuştur.

Ülkemizin 53 yıl kapıda bekletilmesi bizimle ilgili görüşünü göstermiştir. Üste çıkmanın gereği yoktur. AB yetkilileri ile birlik içinde etkin ülkelerle açık bir ikrar bekliyoruz. Farklı niyetlerin günahını bize yıkmaktan vazgeçsinler. Bizim AB kriterleriyle, insan haklarıyla, hukukun üstünlüğüyle hiçbir sorunumuz yoktur, olmayacaktır. Bunları AB istediği için değil, kendi vatandaşlarımız layık olduğu için hayata geçiriyoruz. AB, Türkiye'yi tam üye yapacaksa hiçbir engel bulunmuyor, biz hazırız. Artık bu oyunun da sonuna geldik, bunu bilmeleri lazım. Türkiye ile veya Türkiyesiz yola devam seçimi kendilerine aittir. Sorumluluğu bize yıkmaya çalışmasınlar."


01.10.2016 16:36:58