Av. Gülcü: Ankara Barosu’nun hakaret ve ithamlarını kınıyoruz

Ankara Barosu Avukatlarından Sefer Sani Gülcü, Ankara Barosu’na kayıtlı binlerce avukat adına Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hakkındaki açıklaması nedeniyle bir kınama açıklaması yayımladı. Açıklamasında, Ankara Barosu Başkanlığı’nın basın açıklamasını hayret ve hayal kırıklığıyla karşıladıklarını belirten Av. Sefer Sani Gülcü, “Hayal kırıklığına uğramaktayız çünkü; adalet arayışının, hak savunuculuğunun, hukukun yanında durması gereken Ankara Barosu Başkanlığı, Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama Suçu ile İfade Özgürlüğünün sınırlarını dahi tespit edememiş”dedi.

 

İşte Gülcü’nün o açıklaması;

 

“Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali ERBAŞ’ın 24.04.2020 tarihli Cuma hutbesi sırasındaki ifadelerine istinaden Sayın Ankara Barosu Başkanlığı’nın 26.04.2020 tarihli basın açıklamasını hayret ve hayal kırıklığıyla karşılamaktayız.

​Hayretle karşılamaktayız çünkü; Diyanet İşleri Başkanlığı, sorumluluğunu “Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”dan almakta ve açıklamada zikredilen kutsal değerler üzerine bir söylem inşa etmekle görevlidir. Dolayısıyla, “bir devlet kurumunun başında oturup” kurumuyla alakasız, şahsi yorumlarda bulunmamaktadır. Aksine, Anayasadan kaynaklı görevini icra etmektedir.

​Hayal kırıklığına uğramaktayız çünkü; adalet arayışının, hak savunuculuğunun, hukukun yanında durması gereken Ankara Barosu Başkanlığı, Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama Suçu ile İfade Özgürlüğünün sınırlarını dahi tespit edememiş, Diyanet İşleri Başkanı’nın şahsında Türkiye’de yaşayan milyonlarca Müslümanın inancını “insan onuruna karşı dogmalar” olarak nitelendirerek, kendi varlık sebebi olan vatandaşların değerlerine bigâne kalmıştır. Sayın Ankara Barosu Başkanlığı’nın, işlendiğini iddia ettiği Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama (TCK-216) suçunun unsurlarını, işleniş biçimini; idrak ve tespit etme kabiliyetini haiz olmayışı tarafımızca büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla karşılanmıştır.

​Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevinin, yukarıda anılan kanunun 1. maddesi uyarınca: “İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek” olduğu aşikardır. Çerçevesini İslam dini ve onun sınırlarının oluşturduğu ve anlamı dini doktrinde mündemiç olan, bağlayıcılığı ise yalnızca Müslümanlar için söz konusu olan ifadelerin toplumsal bir infiale neden olacağı ve hatta müstakbel suçlara zemin hazırlayacağı iddiası temelsiz ve rasyonellikten ziyadesiyle uzaktır.

​Velev ki, aynı ifadeleri kullanan kişi Diyanet İşleri Başkanı değil de herhangi bir birey olsaydı dahi bu söylemler din ve vicdan hürriyeti ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilecek ve Anayasal teminat altında bulunan haklardan sayılacaktı. Kaldı ki, ifade özgürlüğü mefhumunun yalnızca kendi politik ve ideolojik doğruları için var olduğunu düşünmek hangi hukuk fakültesinde ders olarak okutulmuştur?

İslam inancını paylaşmayan diğer dünya ülkelerinde dahi Ramazan ayı saygı ile karşılanmakta ve Müslümanların hassasiyetleri gözetilmektedir. Hal böyle iken, Ankara Barosu Başkanlığı’nın içerisinde bulunduğumuz kutsal Ramazan ayında kullandığı bu çirkin üslup ifade özgürlüğünün sınırlarını ziyadesiyle aşmaktadır.

​Mezkur basın açıklamasının son paragrafında, Sayın Prof. Dr. Ali ERBAŞ ve “ona hak veren zihniyet” ifadesiyle kastedilen bütün Müslümanlardır. “Çağlar öncesinden gelen ses” olarak ifade edilen ise İslam dininin bizatihi kendisidir.

​ Hülasa, Ankara Barosu bünyesinde avukatlık yapan bizler, Baro Başkanlığı’nın Sayın Diyanet İşleri Başkanı ve Müslüman topluma yönelik hakaret ve ithamlarına katılmadığımızı, Ankara Barosu Başkanlığı’nın anılan basın açıklamasının müelliflerini kınadığımızı Türkiye kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.

Ankara Barosu’na Kayıtlı Binlerce Avukat Adına

Av. Sefer Sani GÜLCÜ

 

NE OLMUŞTU?

 

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, cuma hutbesinde “İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti. Yılda yüzbinlerce insan gayrimeşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HİV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim” demişti.

 

BARO’NUN AÇIKLAMASI

 

Ankara Barosu, Erbaş’ın bu ifadeleriyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın insanlığın bir kesimini nefretle aşağılayıp kitlelere hedef gösterdiği konuşmayı şaşkınlıkla ve ibretle izledik. Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir” ifadelerini kullanmıştı.


27.04.2020 15:15:00