2014'ten 2016'ya Mehmet Sekmen...

ORKUN ÇİZMELİ YAZDI...

 

Son günlerde Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve dolasıyla da Başkan Mehmet Sekmen oldukça popüler... Bazı basın organlarının "ihale şartnamesi" yayınlayarak "yolsuzluk" iddiasında bulunması ve Başkan Sekmen'in de bu haberleri yapanlara yönelik "dinime küfreden bari müslüman olsa" diyerek verdiği son derece sert cevap, geçtiğimiz haftanın gündemini oluşturdu...

Yolsuzluk iddialarına veya Başkan Sekmen'in iddia sahiplerine verdiği cevaplar bu yazının konusu değil...

Yazının konusu, Başkan Sekmen'in 2 yıllık görev süresidir...

Mehmet Sekmen'in büyük çoğunluğun olduğu gibi 2014 yerel seçimleri öncesinde tanıdım...

Önceden ne karşılaşmışlığımız, ne bir 'merhaba'mız var...

Adaylığının açıklandığı günlerde hem köşemde hem de sosyal medya hesaplarımda da sert eleştirilerde bulunmuş, "Bu bir dayatmadır!" diye tepki göstermiştim...

Seçim sürecinin Mehmet Sekmen'e yönelik en sert haberlerini yapanlardan biri de bendim...

O günlerde Tekman'daki bir camide siyasi konuşma yaptığını ortaya çıkaran da, İstanbul'dan ithal meclis üyesi getirmeye çalıştığını gözler önüne seren de bendim ve ERKHABER'di...

Ancak, günler ilerledikçe Mehmet Sekmen'in İstanbul'daki belediyecilik deneyiminin Erzurum için bir şans olacağına inanmaya başladım...

Birlikte katıldığımız televizyon programlarındaki performansı ve seçim çalışmalarındaki temposu buna inanmamızı sağladı...

Sonucunda Mehmet Sekmen, 30 Mart 2014'de başkan oldu...

Başkan oldu ama kucağında da "Karadayı bombası"nı buldu...

Eski başkan Ahmet Küçükler'in ruhsatsız bir şekilde 11 tane 17'şer katlı New City projesine hem de arsa parasını dahi almadan izin verdiği gerçeğiyle karşılaştı...

Mehmet Sekmen için ilk ciddi sınav bence buydu...

Firma ile görüşmeler yapıldı ama Mehmet Sekmen'in tüm çözüm önerilerine, olumlu karşılık verilmedi... Bu toplantıların birine katılmış ve olayın tüm detaylarını da yakından bilen biri olarak Başkan Mehmet Sekmen'in çok doğru adımlar attığını, kanunsuz bir işi kanuna uygun hale getirmek için çok çabaladığını rahatlıkla söyleyebilirim... Ancak Başkan Sekmen'in bu iyi niyetine firma maalesef aynı şekilde karşılık göstermedi...

Belki Karadayı mağdurları, bu ifadelerimden ötürü bana tepki gösterecektir. Başından beri Mehmet Sekmen'i hedef alarak yanlış yönlendirildiklerini, kanunsuz iş yapan eski başkan Ahmet Küçükler'i gözden kaçırdıklarını, Başkan Sekmen'in sadece kanunları uyguladığı gerceğini de gözardı ettiklerini düşünüyorum...

Bir bakıma Karadayı mağdurları, Başkan Sekmen'i kanunları uyguladığı için suçluyorlar...

Netice itibariyle Başkan Sekmen, bu konunun çözümü, en azından mağdurların mağduriyetinin asgariye indirilmesi için TOKİ projesini gündeme getirdi...

Üstelik mağdurların, firma üzerindeki yasal hakları saklı kalacak bir şekilde geliştirilen, yüzde yüz olmasa da bir çözümdü bu...

Önümüzdeki günlerde de projenin başlayacağını söyleyelim...

 

2 YILDA 10 YILIN HASARLARI GİDERİLDİ...

 

Başkan Sekmen'i en çok zorlayan konulardan biri de eski dönemin verdiği hasarlar oldu... 10 yıl boyunca halka rağmen yapılan yanlışlıklar hep Başkan Sekmen'in önüne getirildi...

Terminal binası, SSK Kavşağı alt geçidi, Gez Mahallesi alt geçidindeki aksaklıkların düzeltilmesi için projeler hazırlanıyor...

Ayazpaşa'da, Mumcu'da esnafı perişan eden trafik yönleri değiştirildi...

Çevre düzenlemesi adı altında yapılan ve bölgedeki esnafın işlerini durma noktasına getirilen çirkin yapılar kaldırıldı... (Örnek Menderes Otoparkı)

10 yıldır bir türlü başlanılamayan Erzurum Kalesi'nin kentsel dönüşümü için çalışmalar resmen başlatıldı...

Yüksek İrtifa Kamp Merkezi adı altında yapılan ama bir tane tuvaleti, duşu, soyunma odası dahi olmayan tesisler, gerektiği gibi dizayn edildi, şimdi yeni sahalar için çalışmalar başlatıldı...

Bir türlü bitirilemeyen Et ve Balık Kurumu'nun tesisleri tamamlandı...

Havuzbaşı Kent Meydanı projesi revize edilerek yapıldı...

Sadece heybetli giriş kapısı olan ama içi bomboş eski fuar alanına yapılan Olimpiyat Parkı'nı hiç söylemiyorum bile...

Bunlar ilk anda aklıma gelenler, sayıyı rahatlıkla çoğaltabiliriz...

 

HİÇBİRŞEY YAPMADI DİYENLERE...

 

Müzmin muhalifler her platformda "Vula baba iki yılda ne yaptı?" diye sorup duruyor...

İnanın anlam veremiyorum...

Muhalefet olmak güzel birşey ama bu körü körüne olursa bunun zarardan başka faydası yok...

Şu iki yılda benim gözüme çarpanları hemen sıralayayım...

Bir kere hepimiz bu şehrin çok karanlık olduğunu söylüyorduk, şimdi ise ışıl ışıl bir şehir oldu Erzurum... Tamam, ışıklandırma yapılırken yanlışlar yapılmadı değil. Örneğin, şehrin giriş çıkışlarına takılan "kasaba tak"ları neyseki kısa sürede söküldü... Bir de geçen hafta ortaya çıkan "Sultanbeyli Belediyesi logolu" ışıklandırma bombası... Bunların işin teferruatı, müdahale edilebilir yanları...

Prestij caddeleri mesela... Eski Bat Pazarı, Kongre Caddesi, Atatürk Evi Caddesi, Gülahmet Caddesi... 

Bunlar kötü işler mi?

Yıkılmaya yüz tutan Eski Erzurum Evleri'nin tespit edilip, onarılarak, yeniden günlük hayata kazandırılması, fena bir iş mi?

Mesela çocuklarımızın eğitim gördüğü okulların, daha modern bir hale getirilmesi, bakım ve onarımlarının yapılması çok mu lüzumsuz bir iş?

Ulaşımda yaşanan sorunların çözümü adına alınan 100'e yakın otobüsle birlikte oluşan rahatlama belediyenin icraatı değil mi?

Çocuklarımızın spora yönelmesi adına yapılan turnuvalar, etkinlikleri icraat olarak görmüyor muyuz?

Erzurum'un tanıtımı adına yapılan uluslararası spor organizasyonları (Yarı Maraton, Teakwando Şampiyonası, Tenis, Buz Pateni, Kayak v.s) şehre bir katma değer sağlamıyor mu? 

"Hiç sosyal hayatımız yok. Yapacak bir aktivitemiz yok bu şehirde" diye dertlenen bizler değil miydik? Şimdi de "Vula baba bu ne ya konser, festival, belediyenin başka işi gücü yok mu?" diye eleştiri yapıyoruz... Sahi biz ne istediğimizi biliyor muyuz?

 

BİR DE BAŞLAYAN İŞLERE BAKALIM...


Tamamlanan projelerden ilk aklımıza gelenleri sıraladıktan sonra bir de yapımı devam eden işlere bir göz atalım...

Bilim, Müze, Doğa, Tarih ve eğitim Park Projesi mesala... 

Spor İl Müdürlüğü'nün hemen yanı başında başlayan ve neredeyse Dadaşkent ile birleşen 670 dönüm üzerine kurulacak devasa bir proje...

Atatürk Üniversitesi ile ortaklaşa yürütülen projenin içerisinde, Astronomi Müzesi ve dünyanın 6'ncı Avrupa'nın da en büyüyü olacak olan “Gözlemevi’,  2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları” için yapılan kış sporları tesislerinin tamamlayıcısı ve olimpiyatlara hazırlık oluşturacak “Kar Tanesi Müzesi”, engelli-engelsiz tüm insanlara sayıları, matematiği, geometriyi sevdirecek, geçmişimizi tanımada yardımcı olacak “Sayılar-Bilim Müzesi”, Türkiye ve bölgemiz deprem kuşağında olduğu için tüm afetlerden korunma yollarını gösterecek “Deprem Müzesi”, engellilere yönelik “Engelsiz yaşam alanları ve AR-GE imkânları” sağlayacak “Engelliler Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi”, geçmişten günümüze kültür hazinelerimizden, taş kümbetten-cam kümbete 1 km boyunda “Tarih Duvarı”, gölet, peyzaj, biyo-çeşitlilik alanları, termal otel, yöresel ürün satış alanları “Dünya Gençlik ve Çocuk Merkezi” , Ulusal ve Uluslararası kongre ile fuarların yapılabileceği “Kongre Merkezi”

Şu an yapılıyor... Temeli atıldı, harfiyat çalışmaları yapılıyor. Bu yıl içerisinde bir bölümü, 2019'da da tamamı tamamlanacak...

Havaalanı yolu üzerinde yapımı devam eden Fuar ve Kongre Merkezi, bu şehrin çok ama çom önemli bir ihtiyacını ortadan kaldıracak...

Erzurum'un elinden alınan Erzurumspor'u yeniden Erzurum ile buluşturması, sosyolojik anlamda çok değerli... Bugün şampiyonluk için gün sayan Erzurumspor için yapılan yeni tesisleri, yapılan yatırımlarıda mı görmezden geleceğiz?

 

RAYLI SİSTEM AZ BİR İŞ Mİ?

 

Başkan Sekmen'in önünde şimdi yıllardır konuşulan ama hep "hayal" görülen bir Hafif Raylı Sistem Projesi var... Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da desteklediği projenin güzergahı bile belli oldu.. Uzun soluklu ve şehre değer katacak bir iş...

Erzurum'u ortadan ikiye bölen demiryolu ile ilgili de bir proje hazırlandı... Şehrin ortasından geçen demir yolu hatlarının yeraltına alınmasıyla şehrin bütünleşmesi, o bölgelerin hareketlenmesi amaçlanıyor. 

Bu iki proje de öyle dile kolay işler...

 

HİÇ Mİ HATALARI YOK?

 

Şimdi bu yazıyı okuyanlar, "İyi de kardeşim hiç mi hataları, yanlışları yok?" sorusunu yöneltebilirler ve de haklılar...

Bir kere hatasız kul yok... Hepimizin gibi Mehmet Sekmen ve yönetiminin de hataları var...

Hele hele bu kadar çok iş yapan bir yönetimin hata yapmaması düşünülemez...

2 yıllık süreçte benim gördüğüm en büyük hataları, ilk yıllardaki İstanbul sevdasıydı... Örneğin kandil simidine varıncaya kadar herşeyin İstanbul'dan getirilmesi doğru değildi... Neyse ki bu tip yanlışlıklardan geri dönülmeye başlandı...

İşte Mehmet Sekmen ve ekibinin en sevdiğim yönü de bu... Hatalardan ders çıkarıp, doğruyu bulmaları... 

Bir önceki yönetim gibi "Herşeyin en iyisini ben bilirim" anlayışında olmamaları..

Eleştiriye açık olmaları...

İnşallah kalan 3 yılda da bu görüntülerini bozmazlar...


11.04.2016 09:38:40